Menu

Garip

Epey yorucu günlerin ardından, nihayet yazmaya fırsat buldum.. Kar kış soğuk nedir be hayat felç oldu adeta.. Sistem kitlendi.. İnsanlık doğa anaya boyun eğmek zorunda bırakıldı.. Adam olun lan der gibi bir uyarı sezinledim sanki.. E tabi biz dağ tepe dümdüz gittiğimiz için, doğa tahribatında vurdumduymaz para babalarının kentsel projeleri dahilinde, katledilen doğa sanırım farklı şekilde intikamını alacaktır.. Alsın da, beter olalım, sürüm sürüm sürünelim.. Patronun kim olduğunu öğrenmemiz gerek ve tabi ki önceliklerimizin..

Dün geceyarılarına kadar kar olayıyla uğraştık, daha sonra 01.00 da otobüsüme atlayarak Başkentin yolunu tuttum.. Yol boyu uyudum sanırım, yorgundum napayım.. Sabah otogara 5.30 sularında vardım.. 8 e kadar oralarda oyalanmam gerekiyordu.. Öyle yaptım.. Epey dolaştım Aşti’de.. İnsanları izledim, üşüyen insanları.. Banklarda uyuyan, tuvalet sıraları bekleyen, kitap satmaya çalışan, lokantada karnını doyuran insanları .. Bilindik otogar manzaraları yani.. Valizler, hediyelik eşya satan marketler, takım elbise giymiş erkek yolcular!, topuklu giymiş kadın yolcular!, çocuklar, görevliler, çaycılar, biletler, yazıhaneler hepsi gözünüzde şekilleniyor işte.. Herkesin bir otogar macerası vardır.. Otogarlar her duyguyu barındırır.. Herkes herşey vardır orada..

Neler olduğundan bahsetmeyeceğim, çok da önmeli değil.. Nihayetinde eve dönebildim.. Boş bir ev hakkında yazılabilecek tek bir şey vardır o da boş bir ev olması.. Hoş değil ama..

Sitede ufak yenilikler oldu.. Artık “Yazınsal çukuru” söylemiyle yayındayız.. Ayrıca siteye yeni bir yazar dahil oldu.. Biz üç kişiyiz.. KorsanKalem, KSR ve AWARWASS… Aramıza hoşgeldin AWARWASS yazılarını heyecanla beklemekteyiz..

Sıkılıyorum bazen, sanırım biraz uyumalıyım..

KorsanKalem

 

Beğen  
Sonraki Yazı