Menu

“Herkes kendi gördüğüne doğru der” **

                Bazen yağmurun içinde boğulup gidebilmek için yalvarıyor insanlar.. Tabi kimse geberemiyor..  Gece uzayıp giderken uyuyamayanları düşünüyorsun.. Neden uyuyamaz ki insanlar? Ya da niye uyumak zorundadırlar? Bunca geceden sonra, bir sonuca ulaşamadım hiç.. Yıldızlar gökteydi, arabalar park etmişti ve kimisi ağır ağır ilerliyordu karanlığı yaran farlarıyla..

                Anlatabilmek gerekir aslında, tüm kelimeleri kullanarak; tüm insanlara.. Anlamlandırabilmek gerekir hayatı.. O düşkün kasabalardaki aciz eğlencelerin bir işe yaramadığını.. Ve insana dair ne varsa gün geçtikçe süpürülüp atıldığını.. Çok konuşmadan tane tane usulünce benimsetmeli sevdaları.. Kin ve nefret olmadan, art niyet taşımadan bakabilmeyi hayata.. Öğretebilmeli..

                Bir şeylere karşı sorumluluk hisseden herkesin, bazı zamanlarda sorumsuz olmasa bile sorumsuz nitelemesi kazanacak olması ne tuhaf.. Ve zaman geçiyor anlaşılmak için.. Gece ilerliyor yani.. Kilometrelerce yalnızlık doğuyor her geçen saniye.. Susuyorsun, dışarıdaki yağmur damlalarına duyduğun saygıdan ötürü.. Oysa yağmurun bile umursamadığı hayatlara sahibiz..

                Tırnak araları kirle dolu insanlardık her birimiz.. Kıçımızda basur, elimizde nasır ve kafamızda her geçen gün azalan saçlarla tükeniyorduk.. Kırmızı ışıklarda tükendik.. Sarıları görmezden geldik ve bastık gaza.. Yeşillerde epey uzaktaydık.. Oysa hep yerimizde sayıyorduk.. İlerleyen zamandı.. Yitense bizler..

                İnsanları gördükçe, tanıdıkça hayatları; bırakıyorum uğraşılarımı bir kenara.. Bir yaratıcının yaratım süreçlerinden çıkan fason malların çokluğu dikkatimi çekiyor.. Sonra nasıl da insanın insanı kandırdığını görüyorum.. Yapılan her şeye uydurulan renkli kılıflar var.. Ve iyiye dair olanlar milyonlarca yıl ötede gömülü.. Herkes öyle ya da böyle bir misinanın ucunda sallanıyor.. Ve inanın, büyük balık küçük balığı değil; insan insanı yiyor bu zamanda.. Köhneleşmiş masalların saftirik inanmışları olarak, her geçen satırda pes ediyoruz. Yaşama dövüşündeki  kahpelik bize göre olmadı hiç!

                VE yine milyonlarca kelime içinden anlaşılmamak üzere oluşturulan cümlelerle niteliyorum kendimi.. Zihnim donuyor, kalbim sıkışıyor ve ölüme ilk defa yaklaşıyorum yarı çıplak.. Ellerim buz kesiyor, yüzüm sapsarı ve nutkum tutuluyor gördükçe suretleri.. Gün geçtikçe uzaklaşıyorum, gün geçtikçe yeniliyorum..

KorsanKalem 25.03.13 22.35

**Arto Tunçboyacıyan şarkısı..

Beğen