Menu

Huzursuzluk..

Bir çarşamba daha geçti.. Kısa süre önce çekilmezdi çarşambalar.. Cehennem azaplarıydı anlayacağınız! Ne acı vericiydi o günler. Ama geçiyor be vakit. Gidiyor günler birer ikişer.. Yaşanıyor öyle yada böyle günler.

Nisan yağmurlu geçiyor. Hüzünlü soluk. İster istemez yüzümüze yansıyor. Ama biliyorum ki güneş doğacak, yakındır.. Gelse mi yaz bilemedim. Hani gülümseyebilecek miyim, deniz kenarında? Nasıl gülümseyebilirim ki, bunca savaş varken! Anlaşamıyoruz ve ben anlayamıyorum. Yetinemiyoruz yaa!

Herkez gibi boşvermeye başladım, daktilom.com’da köşe yazılarını bile paylaşmayı bıraktım.. Paylaşasım gelmiyor. Kim okuyup bilinçleniyor yada bilinçlense de ne yapacak? Akıp gidiyor deredeki pislik..Durdurmaya kimin gücü yetecek ki! Vardı öyle bir hayalim, derenin önünde duvar olacaktım sözde! Kırık-yitik bir hayaldir şimdi hepsi! Ve o yitik hayallerle yaşıyoruz işte.. Yanımızda dimdik yürüyorlar..

Hiç artniyetli olmadım ben.. Bazen düşünüyorum, ben insan değil miyim:) Cidden, neden böyle bilemiyorum. Hani çok kolay boşveriyoruz be! Çabuk unutuyoruz,olanları..

Ne düşünüyorum ki bunları, ne gerek var! Nedir yani! Çok önemli değil yaşayıp gidiyoruz. Umursamaz bir tavır sergilemememiz lazım, böyle düşünüyorum artık! Ama huzursuzum napayım!

KorsanKalem

Beğen  
Önceki Yazı