Menu

İşeme Hakkı

Kısa Kısa

Telaşla köşeyi döndü. Birileri peşindeydi ve bu durum hiç hoşuna gitmemişti! Koşturmaya başladı. Bilmediği bir semtti burası. O yüzden her girdiği sokaktan sonra nereye gideceğini çok iyi kestiremiyordu. Bir şekilde kurtulmalıydı. Artık çekilmez olmuştu bu koşuşturmaca. Peşindekiler polisti. Kaçarken birçok yerini yaralamıştı. Ama yakalanırsa, en az 20 sene yatacağı vardı… Bu ölmekti! Hatta ölmekten de beteriydi… Bir köşeden daha döndü ve donakaldı… Çıkmaz sokağa girmişti! Kaybetmişti… Zaten bir kere olsun hiç kazanamamıştı. Ve hiç kazanamayacaktı da… Sıkışmıştı… Hem polisler sıkıştırmıştı hem de kaç saattir escort istanbul
işememişti… Polislere baktı. Haklı bir galibiyetin sevincini taşıyorlardı! Kelepçeler takıldı, arabaya bindi ve “İşeme hakkımı kullanıyorum” diyerek arabanın içine işedi…

***

Uzaklaşıyordum, sesimi soluğumu işitemiyordu yakınımdakiler. Çevreye öfkeyle bakıyordum, yaklaşamıyordu kimse… Yalnızlığı seçmiştim. Akşamüzeri sahilde mendirek üzerinde ay ışığının aydınlattığı o engebeli, o tehlikeli yolda yürüdüm hızlı hızlı. Kimseler yoktu. Zaten olmasını da istemiyordum. Bu saatte burada olunmamalıydı. Zira kaçacak yerim yoktu başka. İnsanlar iyice garipleşti… Eski siyah beyaz fotoğraflarda görmek isterdim yüzümü… Orada ne varsa huzur varmış. Öyle değil mi? Oysa şimdi yan komşunun sesinden bile rahatsız oluyoruz. Bunu başkaları için falan söylemiyorum yalnız, benim için de böyle bu! Bir şeyler değişiyor, ama yitiyoruz o değişimlerde. Hüzünlü şarkıların gözyaşlarıyla izliyoruz yaşananları… Yoruluyoruz, yoruyoruz. Kirletiyoruz… Plastik yaşamlarımızda, plastik kokusuyla yaşamayı kabul ediyoruz!

****

Geceleri işkence gibi geliyor, gündüzleri kahır… Ölmek istiyorum, hemen sonra yaşayarak her gün ölmeyi seçiyorum… Her gün ölmek ıstırabını beynimde, kalbimde, kemiklerimde, sinir uçlarımda hissediyorum… Sonra daldığım uykuda, kâbus mu rüya mı olduğunu bilmediğim şeyler görüyorum. Soluk soluğa uyanıyorum. Çoğu kez nefessiz kalıyorum bir süre, ölüyorum… Neden sonra kendime gelip, boş boş çevremi izliyorum. Güneş doğuyor. Yeni yeni yalanlar türüyor. Milyonlarcası sahte gülüşler takınıp yüzüne, yola koyuluyor. Benimse bozuk bir duvar saatim var. Hep yanlış gösteriyor zamanı. Doğru göstermesi de gerekmez baktığında. Bazen yalanlara inanmak güzel geliyor… Bilerek ve isteyerek oynuyoruz bu oyunu..

****

Her bir şey yarım kaldı… Karda kızaklarla kayamadık, Küba’ya gidemedik, sevemedik tam manasıyla aynı hayatı… Koskoca bir ömrüm varsa her şey yarım kaldı… Ama şimdi istediğim, dilediğim tek şey var; umarım hayatımın kalan kısımlarıdır. Beni bilirsin öldüremem kendimi. Beni bilirsin acıtamam hiçbir canlıyı. Şimdi gittin ve evde ne kadar vazo varsa hepsini parçaladım… Neden escort antalya
çok severdin bilemedim vazoları! Giderken keşke götürebilseydin… Ben de parçalamak zorunda kalmazdım! Canım acıyor… Kırık bir vazonun parçası ayağımı kesti. Aslına bakarsan, canım çok da acımıyor. Bu bir işaret olabilir mi acaba?

Haber spikeri: “Karısının ölümüne dayanamayan adam birçok yerini keserek intihar etti…”

****

Ne içten anlatıyordu… Gözlerime bakarak, yılların kattığı deneyimleri aktarmaya çalışıyordu. Ne çok seviyordu doldura doldura anlatmayı… Telefon görüşmelerimiz bile çok uzun sürerdi. Can kulağımla dinlerdim. Severdim, bana değer verdiğini bu şekilde anlamıştım… Ne güzel anlatıyordu bana hayatı… Oysa bir bilseydi kendime yapacaklarımı, oturur hüngür hüngür ağlardı…

***

İnsan kendinin katilidir. İnsan kendisinin hırsızıdır. En büyük hataları hep kendi elleriyle yapar ve sızlanır bunun için… Başarısızlığı kabul etmememizin ortak olması şaşırtıcı değil mi? Bence değil… Yıllar boyu birbirini boğazlayan, sürekli bir üstünlük mücadelesi olan bu birliktelikler, elbette başarısızlığın sonucu olarak ölümü kabullenmişlerdir…

***

Demem o ki; sizin olmayan anlamsız savaşlara gireceğinize, oturup biranızı höpürdetin. Televizyon izlemeyin. Yalnızca güzel müzikler dinleyip elinize geçen her kitabı okuyun. Hayat yaşamak için çok kısa…

İşeme hakkımı kullanmak istiyorum!

KorsanKalem 00.25 27.09.12

Beğen  
Sonraki Yazı