Menu

Kırık bir tabakta çorba içme telaşıydı yaşadıklarımız.. Ne doyduk adam akıllı, ne de masa temiz kaldı..

Değişemiyordu.. Hep aynı yaraları kaşıyor ve hep kanatıyordum, küçük bir çocuk misali.. Korkaktım belkide; yada bencil.. Hep aynı hataları yapıp hep aynı yataklarda ağlıyordum.. Bir sürü denklemin ikileminde bir hayatı mahvediyordum.. Neden böyleydim ve neden aksilikler peşimi bırakmıyordu? Hiç bilmediğim soruların cevaplarına takılıp kalmıştım.. Etrafımı şekillendiren onca lanetli şeyin içinde tıkılıp kalmıştım.. Baş ağrılarım, kalp ağrılarım, belim, böbreğim, dişlerim, hayatım sorunluydu.. Yaşa ve geç diyordum bir gün. Öteki gün ölümü düşlüyordum.. Diyorum ya ikilemlerde yiten bir yaşamım vardı.. Zamanında alkolle dindiriyordum acılarımı; ancak midem delinip dayanılmaz ağrıları yaşadıktan sonra bıraktım alkolü, zaten siyasi dangalakların ülkenin tek derdi gibi gördükleri bu “illeti” içmek için ciddi manada paralar kazanmak gerekiyordu yada üç kuruşluk şarapların verdiği ölümü kabul etmek.. Ben tadını sevmediğim hiçbir şeyi içmedim hayatım boyunca.. Bundandır sigaraya hiç başlamadım.. Bana göre değildi.. Üzerime sinen ölüm kokusunun yanında bir de sigara kokusunu hiç çekemezdim.. Kadınları hiç anlamadım.. Sanırım yalnızlığın büyüsü daha bir güçlü geldi gözüme.. En azından yalnız bir odada çığlık atmadıkça sessizlik vardı; ama o odada iki kişiyseniz daima bir kavga vardır, yani huzur yoktur.. Bir çocuğum olmasını ve ne kadar yoksun kaldığım şey varsa onları yaşamasını çok isterdim.. Ama hala dünya çekilmez bir halde ve kendi ellerimle buna hizmet edemem.. Eskiden azılı bir komünisttim, şimdilerde azılı bir insanım.. Kirli sokakların, karanlık köşelerine kutsal bir emanet gözüyle bakarım.. Otostopçu kızların ırzına geçmeyi düşleyen kamyon şoförlerini öldürmekle yaşamımı idame ettiriyorum.. Çoğunlukla öldürmeden önce ırzlarına geçiyorum.. Sokak ortasındaki bütün kavgalara karışıp, bir veya daha çok yarayla ayrılırım.. Sabahları yaralarımı köpekler, hayalarımı travestiler yalar.. Bir cinayet daha işlenir ve görgü tanığı yine benim.. Hemen yan binadaki meraklı teyzenin gördüğünün tam aksine ifade veririm ve nihayetinde kendi robot resmimi çizdiklerinden yarım saat sonra tutuklanırım.. Hapiste yanlışlığın farkına varılır ve kış bitmiştir.. İnce zeka ürünü hikayelerle milyonlarca dolar para kazanırım.. Bu zamana kadar çalıştığım bütün şirketleri satın alır, eski patronlarımın yeni düzücüsü olur batarım.. Bu zamana kadar iki terörist tanıdım, birisi bendim ötekisi de aynadaki adam.. Ve saatli bombaları hep yaşadığım evde yatağımın altına kurardım.. On kere öldüm ve buna izin vermeyen on doktorun yaşamına son verdim.. Doğup büyüdüğüm kentlerin her birinde arananlar listesindeyim ve beni yakalayan tüm polisler artık holding sahipleri.. Bir ara istihbarat elemanı olarak çalışıp, kendimi bir mafya babası ilan ettim ve bilinmeyen bir suikastta yanan arabanın içindeydim.. Genetiğim bozuldu ve mutasyona uğradım.. Önce Kurtadam daha sonra Hulk.. Hitler adında küçük bir çocuğun oyuncak tabancasıyla öldüm, çocuk büyüdü ve kıyım yaptı.. Günah keçisi olarak dünyaya geldim, kesilen suyun, tıkanan trafiğin sorumlusuydum.. Sevgisizliğin, hüznün ve savaşların.. Karanlık bulutlar ben olduğum için vardı ve bu ölüm huzursuzluğu.. İlk füze yapımında çalıştım.. Milyonlarca ölümü bir başarı tablosuymuş gibi gösteren gazeteciydim.. Kanlı planlar yapan siyasetçi ve mermiyi ateşleyen askerdim ben..  Merhametsiz bir kadın satıcısı, ruhsuz bir ibneydim.. Vahşi bir hayvanın yavru bir ceylanı parçalayışını izleyen küçük bir çocuktum en başından..

KorsanKalem 16.09.2013 14.40

Beğen