Menu

Kurtarıcı

Bekliyoruz herbirimiz.. Farklı şehirlerde, farklı evlerde, işyerlerinde.. Hep bir kurtarıcıya ihtiyaç duyduk, hep bekledik durduk.. Kimine geldi beklenen, kimine hüzün keder.. Yalnızdık ve yalnızlığımıza şehrin ışıkları karışmıştı..  Soğuktu sokaklar, kaldırımlar ıslak.. Sarhoşlar zigzaglar çiziyordu, komik bir haldi yada değil.. Bilinmez ve değişken bir durum…

Evet anlamlandıramadığımız şeyler oluyor çevremizde.. Ama hava soğuk ve herşeyden önemlisi de bu. Gerçek.. Soğukta düşlediğin tek şey cayır cayır yanan sobanın karşısında oturmak olur herhalde, soba denilince kestane gelir akla.. Ben bunlardan mahrum büyüdüm misal.. Sobalı bir evde yaşamadım hiç.. Ama memlekette anneannemlerin evinde maşınga vardı. Nedir diye soracak olursanız, fırınlı sobadır kendileri.. Güzel yemekler yapılır fırınında, üzerinde çay da demlenir yumurta da kaynatılır.. Hoştur maşinga.. Sobanın bir türü.. İşte benim sobayla ilişkim bu denlidir.. Ama bilirim sıcaklığını..

Dünya gitgide yaşanmaz oluyor, ama inatla yaşıyoruz.. Tezatlarını sevdik bir kere bu dünyanın.. Ölümün hüznü, doğumun sevincine karışmıştı ve hiç kopmayan bir bağ ile bağlanmıştı bu iki durum.. Bir filimde ünlü oyuncu” Ölmek için yaşamıyor muyuz?” demişti.. Hakikaten öyle.. Önünde sonunda öleceğiz..

Anlam karmaşalarının bi dolu, sürüsüne bereket olduğu bir an kurtarıcılardan bahsetmenin ne denli zor olduğunu bilir misiniz bilmiyorum.. Ama şarkıda bile diyor ki ;

“Bil beni, al beni, bu saçmasapanlıktan kurtar beni,

uykusuz gecelerin gizli örtüsünden çıkar beni..”

Herkez kurtulmak istiyor, kurtarıcısının gelmesini bekliyor.. Ölümcül bir hasta azrailin gelmesini,kurtarıcısını, ; bir çocuk babasını, bir asker şafak gününü, idamlık cellatını, güzel kız yakışıklısını, anne oğlunu, baba kızını, problem çözücüsünü bekliyor.. Evet herkez kurtarıcısını bekliyor.. Farklı şehirlerde aynı ışıkların altında ve soğukta.. Alkolün etkisiyle zigzaklar çizerken, herkez hepimiz bir bekleyişdeyiz. Kurtulmak istiyoruz..

Peki ya biz kimlerin kurtarıcısıyız? Bunu hiç düşündük mü? Tabi ki de hayır! Zira kurtarıcı olacak kadar güçlü olamadık hiç yada gerçeklerden sakındık, kolaya kaçtık.. Hep bunu yapıyoruz zaten kolaya kaçıyoruz. Biraz cesur olsak ve kendimizi kurtarabilsek keşke!!

KorsanKalem

Beğen  
Önceki Yazı