Menu

Sakız gibi uzayıp gider..

O kadar gereksizdi ki yaşamları.. O kadar boştular ki! Bir sivri sineğin emdiği kan kadar iğrençtiler.. Ve daha bu başlangıçtı.. Baktıkça gözlerinin içine ve konuştukça her biriyle midem kalkıyordu.. O suratlara kusmalıydım.. Ama hiç cezalandırıcı olamadım.. Hiç kötüyü oynamadım ben.. Karanlık bir odada öylece yazdım sadece.. Şimdi yeni telaşlara girdiysem de bunlar yine yazma telaşının bir parçasıdır.. Çok canım yanıyor çok.. Gri temalarda yaşıyorum hayatı..

Odada, çıplak oturuyordum.. Öyle telaşsız ve plansız bir vaziyette.. En olmadık saatlerdi.. Güneş batmış, gün yitmeye yüz tutmuştu.. Hava sıcaktı ama gündüzün o bunaltıcı yanı gitmişti.. Yine de pencereler açıktı.. Rutubet evin duvarlarını hırpalıyordu.. Biraz da benim ruh sağlığımı sanırım.. Ama ruh sağlığım normalde de iyi değildi zaten.. Çok önem vermedim.. Pencereden gelen bir şey duyumsadım, bu fırından yeni çıkmış sıcak poğacaların kokusuydu.. Öyle derin öyle güzeldi ki.. Karnım açtı.. Bir salatalık yemiştim.. Hayatı boşlamak tamam da, bedenimi önemsemeliydim.. Aslında birşeyler yapabilirdim.. Yapmak istemiyordum.. Aradığını bulamamak duygusuna kapılmıştım.. Bu hayatta aradığını bulamayan insanlar arasında bir yerde olmalıydım..

Farkettim de, bunca tende yaşayanlar; yalnız ölüyorlar.. Bu aşkta da böyle, arkadaşlıkta da.. Dostluğun paylaşmakla olduğunu algılayamadılar.. Sevginin birleştikçe çoğaldığından bir haberler.. Kendi lüksiyetlerinde, kendi tavırlarıyla mutsuz yaşıyorlar.. Bunu kahkaha atan her insanın gözlerine bakarak anlayabiliriz.. Zira büyük kahkalardan sonra gözleri dolar insanın.. Eğer katılırcasına gülüyorsa biri ve nihayetinde gözleri dolmuyorsa, o iyi bir yalancıdır-usta-! Dünya herşeyi dengelemiştir.. Bundandır ki gülüşlerin sonu gözyaşına emanettir..

Sorsan geleceğe dair edecekleri kelamlar hemen hemen aynıdır.. İyi bir iş, iyi bir eş, iyi bir aile ve bir yazlk bir kışlık ev, bir de araba.. İnsanlar hayatlarını bunlara indirgedikleri gün robotlaşıyorlar.. Bu çok komik bir hikaye ama ne yazık ki o kadar çoklar ki.. Susup oturmayı yeğliyorlar, itiraz etmekten acizler ve korkuyorlar! Korkularının nedeni, gelecekteki maddesel beklentilerin olmama olasılığı.. Bir itiraz tüm getirileri yokedebilir.. Kralcı zihniyetin doğuş hikayesidir bu! Kaderin uysal çocuklarının, dünyanın yok oluşunu izleme durumu!

Neyse fazla uzatmaya gerek duymuyorum.. Bir dergi çıkartacağız.. İyi olacak.. Şimdilik yazıyı kestirip atma zamanı geldi.. Bu yüzden fazla uzatmayacağım, uzadıkça sakız gibi; bir kısmı iğrenebilir.. Oysa ben severim yazın yerdeki uzayan sakızları.. Hele hele başkalarının üzerine bastığı anlarda oturur zevkle izlerim.. Adam sinirle yapışan sakızı temizler..Hayat böyledir, başına gelmeyince anlayamazsın..

KorsanKalem 14.07.12 22.30 (ay başı neredesin, mangırsız kaldık..)

Beğen