Menu

Geceye Düşülen Notlar-32

Sabitlenmiş Yazı

Yazmaya kaç zamandır elim gitmiyor. Günler trenler gibi geçip giderken, ben de çoğunun unuttuğu bir kasaba gibi duruyorum Anadolu’nun bir köşesinde. Anlamaya çalışmıyorum. Tek bir satır okumuyorum. Günler vagonlara doluşup geçerken, istasyonumda tek bir yolcu bile yok. İşte bu yüzden...

Geceye Düşülen Notlar-31

Sabitlenmiş Yazı

Akdeniz’in sıcak ikliminde, soğutulmuş bir odada, terli eller, üstte tişört, altta boxer, türlü bunalımlarla savrulan bir ruh hali ve Yavuz Çetin’in “Dünya”sı eşliğinde bir seremoni olarak tuşlamaktayım okuduğunuz metni. Bir yazarın bağımlısı olduğu en önemli şeyin yazmak olduğunu bildiğim halde,...

Geceye Düşülen Notlar-30

Sabitlenmiş Yazı

Geceye Düşülen Notlar-30 Şarkıların, türkülerin eşliğinde yazdığım onlarca yazının temelinde anlattığı hikâye hiçlikti. Milyonlarca insanın yaşadığı ve hüküm sürdüğünü düşündüğü bu gezegen; aslında kocaman bir mezarlıktan ibaret! Tarihin en karanlık noktalarından, magazinin en güzide hoşluklarına, acımasız katillerden, beşikte katledilen bebeklere…,...

Geceye Düşülen Notlar-29

Sabitlenmiş Yazı

Geceye Düşülen Notlar-29 (Bu şarkıyla okursanız sevinirim) Yıldızlar kadar güzeldi yüzü… Ben hiçbir yıldızı yakından görmedim. Teleskopla da bakmadım hiç. Kavrayamadım gerçekliğini. Uzmanlara göre bundan yıllar yıllar öncesinin yansımalarını görüyormuşuz hala. Yani demek oluyor ki belki gökyüzü sandığımız kadar parlak...

Geceye Düşülen Notlar-28

Sabitlenmiş Yazı

Geceye Düşülen Notlar-28 Kendini bir döngünün içine soktuğunda, dönüşü olmayan bir yola da çıkmış oluyorsun. O yollar çekilmez oluyor, ama çekiyorsun. Kurtuluşu olmayan esirler gibi, ölüme giden idamlıklar gibi çaresizsin. Ve bir bulut yığını kaplamış tepeni. Yağmur yağdı yağacak. Ama...

Geceye Düşülen Notlar-27

Sabitlenmiş Yazı

Yenildiğim her oyunun ardından, bir kere daha yenilmek üzere saldırdım inatla! Yine yenildim, yine, yine ve yine… Sonra top patladı, sapanın lastiği koptu, bisikletim ortadan ikiye ayrıldı ve düştüm; dizlerim ve dirseklerim parçalandı, çeneme altı dikiş atmak zorunda kaldılar. Çenem...

Geceye Düşülen Notlar-25 (Büyükşehir,insanlar, son dönem)

Sabitlenmiş Yazı

Koskoca şehrin içinde sıkışıp kalan bedenim; yetişmesi gereken mesailere geç kalmamak adına günün erken saatlerinde otobüslerin, hızlı trenlerin, yeşil dolmuşların hoyratlığında koşturur oldu. Günün yorgunlukları, kırgınlıkları, şaşkınlıkları üzerime birikmiş bir halde de aynı yolu geri tepmek zorundaydım. İnsanları izliyordum çoğunlukla....

Geceye Düşülen Notlar-24

Sabitlenmiş Yazı

Uyumayacağım gerçeğiyle yüz yüzeydim.. Ve bunu ne kahve ne de başka kimyasalla gerçekleştirecektim. Bizzat benliğimin tam merkezinden gelen bir dürtüyle yazma eylemine giriştim. Yaşanacak bütün hikayeler tam bu saatlerde son bulur, şehrin son otobüsleri de motor sustururdu. Ve ben gözlerimi...

Geceye Düşülen Notlar-23

Sabitlenmiş Yazı

Gitmenin telaşını taşıyan bedenim, gitme fikrini kabullenmiş olsa da içime yer eden burukluk canımı sıkıyor.. Eski şehirlerin yeni insanlara fazla geldiğini düşünüyorum.. Eski benliğimizin yeni bilincimize fazla geldiği gibi.. Bir gazete kadar saçma fikirler türeten öyle budalalar var ki.. Ve...

Geceye Düşülen Notlar-22

Sabitlenmiş Yazı

Aynadaki yansımama bakıp çocukluğumdan ne kadar uzaklaştığımın ayrımına varıyordum.. Bir süre öyle kayıtsız gözlerle izledim yüzümü.. Yüz hatlarımı, kirpiklerimi, alın çizgilerimi, kırışıklıklarımı ve bu yaşımda erken beyazlamaya başlamış saçlarımı.. Zamanın insanlara verdiği ızdırapların en hızlı yansımasını yüzlerden ve tabi ki...

Geceye Düşülen Notlar-21

Sabitlenmiş Yazı

Tam da böyle oldu.. Bir öfke gecesinde sarıldım şişelere.. Saat gece yarısını çoktan geçmişti.. Ve çevrede bir sürü insan evleniyordu.. Geceye düzüşle başlayacak bir sürü genç çift.. Şerefe gençler.. Bir yanda düğünler bir yanda ölümler.. Size hiç adaletten bahseden oldu...

Geceye Düşülen Notlar-19

Sabitlenmiş Yazı

                Işıltılarını saçarak kaldırımda yürüyen küçük kıza inat; çekilmez bir soğuğun ilk demlerinin esirliğinde sürüklenir buluyorum kendimi.. Darmadağınık evlerin bacalarından çıkan hüzün göğe yükseliyor… Ve kimsesizler yurdunda uyku vakti gelip, geçiyor.. Uyumuyor çocuklar, belki...

Geceye Düşülen Notlar-18

Sabitlenmiş Yazı

                Her daim avuçlarımızın arasından kayıp giden gökyüzüne inat, daha bir çelimsiz yürüyoruz ince ip üzerinde.. Zıplayan bedenlerimizin, o ilk heyecanı sarıyor içimizi.. Ve gece upuzun hüzünler birikiyor, uykusuzluklarımızın üzerine.. Karanlık düşlerde mutluluk arıyorken,...

Geceye Düşülen Notlar-17

Sabitlenmiş Yazı

O an birisiyle göz göze gelsem, oturur ağlardım.. O kadar güçsüzdüm, o kadar gafil.. Onlarca fotoğraf aldım hayattan.. Ama o çerçevelerin içindeki mutlu hallere sahip olamadım hiç.. Sokak aralarında, eski bir kapının hüznünü tattım.. Yıkılmış, viraneye dönmüş evlerin içinde, eski...

Geceye Düşülen Notlar-16

Sabitlenmiş Yazı

Gün kara bulutlara doğmuştu ve hakim güç, gürüldüyordu, gökyüzü.. Böyle günler ıslaklığın ve rüzgarın bedeninize ve çevrenizdeki herşeye neler yapabileceğini gözlemlersiniz.. Benim gözlerim çoğu kez pencerelerdedir.. Pencerelerden dışarıyı seyreden, kadınlar, çocuklar, nineler, teyzeler, insanlar.. Yorgun ve kederlidirler.. Dışarısı haşarı bir...

Geceye Düşülen Notlar-15

Sabitlenmiş Yazı

Sokaklarda çalanlara,söyleyenlere; sokak sanatçıları deniliyor.. Ama beni iğrendiren şey; önlerine atılan bozuk paralar.. Sesi bile iğrenç.. Çok sokak sanatçısı tanıdığım olmadı; ama çok sokak tanıdım,geçtim.. Sevimsiz ve pisti çoğu..Tükürmek bile cesaret işiydi ve o sokaklarda yaşayan kadınlar balkonlarda çıplak olurlardı.....

Geceye Düşülen Notlar-14

Sabitlenmiş Yazı

Kirli, ıslak, çelimsiz ve kalabalık.. Eski, kırık dökük, paslı, küflü ve yırtıktı.. Bit pazarları çalıntı mallarla, çalıntı yaşamlarla doluydu.. Satıcıların soluk tenleri, alıcıların karanlık bakışları ve kumarbazların adi gülüşleri içindeydim.. Pis bir koku.. Ölü hayvan kokusu.. Bir leş.. Şişmiş.. İçler...

Geceye Düşülen Notlar-13

Sabitlenmiş Yazı

Hayat uzunca bir kaydıraktan kaymaktı ve bunu anlayacak çağları çoktan geçmişlerdi.. Sürünün içine katıldığımızdan beridir bunca telaşımız.. Ve beklenenlerin hep beklenmekle kalacağını bile bile bekleyenlerdeniz.. Saat geç olmuştur.. O muazzam saatte durakta öylece bekleyenler olur.. Gelmeyecektir otobüs.. Ve bir durakta...