-Günebakan- Sanki her şeyi yazmış, her şeyi anlatmış gibiyim. Tüm koşturmacaların yorgunu, tüm dostlukların küskünüyüm. Gecelere doymuş, gündüzlerde yorulmuş gibiyim. Gözlerim görmekten kör, kulaklarım işitmekten sağır olmuş. Kaçsam, kaçacak bir delik yok! Aklımı meşgul ediyorum. Coşkulu bir hayatın dilsiz bir...
Yitirilen
Yitirilen Kafamı kuma gömüp bedenimi açıkta bıraktığım bir gün, baldırımda hissettiğim acı tüm vücuduma yayıldı. En son ne zaman kanadım, hatırlamıyorum. Ama kanadımı kopardıkları günü hatırlıyorum. Gökyüzünün en ulaşılmaz dediğim noktasından aşağı doğru süzülürken, kanadım olmadan yaşayamayacağımı zannediyordum. Fakat yaşadım…...
Yediğimiz Küfürler
Yediğimiz Küfürler Sonunu getiremediğim hikâyelerin sorumluluğunu, baştaki cümlelere yükledim. Ansızın beliren eşsiz bir doğa olayı gibi bir fısıltıydı her bir cümle… Bazen bu fısıltıya kulak kabartsam da çoğunlukla gelip geçen bir misafire dönüşüyor. Arkasından bile bakamıyorum. Unuttuğum onlarca detayı gerçekten...
Son Bulan – Bölüm 4: Peşinden Koştuğun Duygu
1.Bölüm İçin Tıklayın 2.Bölüm İçin Tıklayın 3.Bölüm İçin Tıklayın Sohbet ilerledikçe, ihtiyar gençleşmeye başladı. Önce bembeyaz saçları siyahlaştı, ardından yüzündeki çizgiler silindi, dişleri beyazladı. Tersine giden bir şeyler vardı. Sanki ihtiyar konuştukça, tüm yükünü bana yüklüyor; yükü azaldıkça da rahatlıyordu....
Son Bulan – Bölüm 3: Bir Döngü…
Sonra her şey oturdu yerine… Bu döngüye kapılan, kendine yer bulan her canlı bu karmaşanın bir şekilde durulduğunu görecektir. Cansız bedenimi yanı başımda gördüğümde tepkisizdim. Bu duruma ortalama her insan alışıktır zaten. Çünkü ölümün sonucunda olabilecek tüm ihtimalleri düşünmüş, bunlar...
Son Bulan – Bölüm 2: Öncesinin bilinmezliğini kuşanan, sonrasının bilgesi olamaz…
Bir süre sonra, acı siliniyor. Sanırım bedenimdeki kan bitmek üzere… Kalbimin ağır aksak ritmi, güçlü bir davuldan alıntılanmış gibi. Gözlerimi kontrol edememeye başladım. Bunlar son anlarım… Öncesinde hissettiğim soğuk, yerini soba sıcaklığına bırakmış. O an, annemin evdeki sobanın üzerinde pişirdiği...
Son Bulan – Bölüm 1: Nefes, anlık ihtimallerin toplamıdır…
Birbiri ardına yıkılan ağaçlar, koca bir ormanı tüketirken; ben sazlıklarda bilinmeyen bir şarkının ilk mısralarının yasını tutuyordum. Hep böyle miydim, yoksa zaman denilen küsuratları mı çok önemsemiştim bilmiyorum. Ama yırtık pantolonla kurulan, bir yazarın düşlerinde doğrulan ya da tam doğrulacakken,...
Planlanmış Aksilikler
Planlanmış Aksilikler Sefalet ve rehavet içindeki toplumlar, ayrılık tohumları ve savaşlar… Bana kalırsa, medeniyet toplu ölümlerden kurtulmuş kazazedeler toplamından ibaret. Tarihin kansız tek bir sayfası yok. Yırtılmış sayfaları saklayanlar da katiller cemiyetine üye! Ansızın çıkıp gelen bir kaçma isteği var...
Düşmeyeceksin, düşleyeceksin…
Düşmeyeceksin… Düşmeyeceksin… Düşmeyeceksin… Dedim kendime… Düşmeyeceksin… Deniz dalgalarını vuruyordu sahile… Düşmeyeceksin… Ve sen türlü kararlılıklarla, dikine dikine yürüyorken şu hayatta ve sevdiklerin olanca inancıyla ve belki de derin kaygılarla ardında duruyorsa ve sen bilginle ve de görgünle ve hatta ilk...
Benim dengemi bozmayın!
*Sizin alınız al inandım Sizin morunuz mor inandım Tanrınız büyük amenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Bütün ağaçlarla uyuşmuşum Kalabalık ha olmuş ha olmamış Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum Ama sokaklar şöyleymiş Ağaçlar böyleymiş Ama sizin adınız ne Benim...
Hayat Bayram Olsa…
Hani bir şarkı var ya: Şu dünyadaki en mutlu kişi Mutluluk verendir Şu dünyadaki sevilen kişi Sevmeyi bilendir Şu dünyadaki en bilge kişi Kendini bilendir Şu dünyadaki en soylu kişi İnsafa gelendir Bütün dünya buna inansa Bir inansa hayat bayram...
Küçüğüm, daha çok küçüğüm… Burak’ın anısına…
Küçük bir şey yitirdiğini zannedersin. Oysa yiten-yitirdiğin kocaman bir şeydir. Canını yakan ne varsa, önemsiz kalır bu acı karşısında… Canın, bir daha bu kadar çok yanmaz bilirsin… Her şey kurulu bir düzenin sonucu mudur? Yoksa her şey, her gün kurulmaya...
Gökçelikler
Seni hiç tanımadan sevdim ben, Sesini hiç duymadı kulaklarım, Ellerim ellerine dokunmadı henüz, Gözlerin ne renk onu da bilmem. Ama kalbim senin için, seninle beraber atmakta Adını biliyorum, Adın Gökçe, Ve seni seviyorum Yüzünü hiç görmesem de, Kalbinin ritmini dinliyorum…...
Yalnızlık..
Ellerimin titrediğini çok kimse bilmez. Zaten yeni başladı sayılır. Aksayan bir şeyler olduğunun göstergesiymiş… Yani öyle diyorlar. Bence psikolojik… Önemsemediğim bir şey varsa, o da bu hayattaki varlığım… Önemsediğim şeyler de yıkık dökük zaten. Kirli bulaşıklara bakıyorum da, ne kadar...
Yolların kattıkları…
Uzun yollar beni hep sahil kenarına çıkardı. Geceleri uzun uzun seyrettim denizi. Kokusunu içime çektim. Her şehrin sahilinde ayrı bir koku çalındı burnuma. Garip aslında. Ama çok da önemli değil. Işıltılı dünyaları bir kenara ittim bu yolculuğun sonunda. Kıyıda köşede...
Bir sevgiyi büyütmek, bu zamana dair değil!
Dedem at arabasıyla bostana giderken, bilmediğim türküler söylerdi. Bir keresinde yolda karşımıza bir araba çıktı. Az daha kaza yapıyorduk. Bir küfür savurdu hemen. Ama öyle ağır bir küfür değildi. Sanırım “deyyus” gibisinden bir şey… Dedem, karpuz ekiyordu. Karpuzlar o zamanlar...
Koca Koca Adamlar ve Masaya Düşen Damlalar !
Bir gülüş bile hatırlatıyor bazen. Bir gülüşün tonu, nasıl benzer başka bir gülüşe diye soruyorum kendi kendime. Sonra bir şarkı çalıyor. Çalmasaydı iyiydi bakışı atıyor masadakiler birbirlerine. Sonra hep bir ağızdan sigara yakıyoruz. Neden böyle olur bilmem. Herkes mi...
Çıkmaz…
Ben bir çocuktum. Sonra büyüdüm. İşte ne olduysa, o sonradan sonra oldu. Hayatım sonraların karmaşasında geçiyor. Bir şey oluyor, “sonra” diyor birisi. “Sonra ne oldu?” Sonrası olmayan hikâyelerde başıboş dolanamadım bir türlü! Sonrası olmayan hikâyeler, çıkmaz sokaklar gibidir aslında. Bir...
Sokak Aralarında Yağmura Yakalandık
Ve evet yağmurlar yağıyordu Bir düş kuruyordu adam Kadın uyuyordu En gerekliyken yıldızlar kayboluyordu Bir köpek ulumasıydı beni buraya getiren Bir kuşa özlemdi belki de Umutsuzluğa düşüyordu insan Yağmura kanıyordu Mutluluk şimdi, Karanlık odalarda Koca bir rüya görüyordu.. ...
Kapağı açık kalmış hayatlarımız savruluyordu oradan oraya…
Yaşadıklarını kimse hak etmez aslında.. Ya çalınmıştır gerçekte yaşayacakları, ya da çalmıştır başkalarının yaşaması gerekenleri.. Ya mağluptur ya da galip olamamıştır hiç. Kısacası kaybetmiştir herkes. Her şeyin bir nedeni yoktur genel kanının aksine! Bazı şeyler olması gerektiği için olmuştur. Bazı...