Menu

Yediğimiz Küfürler

Sabitlenmiş Yazı

Yediğimiz Küfürler Sonunu getiremediğim hikâyelerin sorumluluğunu, baştaki cümlelere yükledim. Ansızın beliren eşsiz bir doğa olayı gibi bir fısıltıydı her bir cümle… Bazen bu fısıltıya kulak kabartsam da çoğunlukla gelip geçen bir misafire dönüşüyor. Arkasından bile bakamıyorum. Unuttuğum onlarca detayı gerçekten...

Benim dengemi bozmayın!

Sabitlenmiş Yazı

  *Sizin alınız al inandım Sizin morunuz mor inandım Tanrınız büyük amenna Şiiriniz adamakıllı şiir Dumanı da caba Bütün ağaçlarla uyuşmuşum Kalabalık ha olmuş ha olmamış Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum Ama sokaklar şöyleymiş Ağaçlar böyleymiş Ama sizin adınız ne Benim...

Bir takım isteklerim var Ağbiler!

Sabitlenmiş Yazı

Büyüdüğü evin yıkılışını izleyen çocuklar gibi izliyoruz şimdilerde… Bir ülkenin ve dünyanın neye dönüşeceği korkusu içimizdeki… Oysa biz eskiden sokaklarda; yırtık kazaklarımızı, yamalı pantolonlarımızı umursamadan oynardık hep birlikte… Yıllar geçti, büyüdük. Aynı oyunları oynadığımız mahallemizin çocuklarıyla, şimdi aynı sokakta bile...

Gökçelikler

Sabitlenmiş Yazı

Seni hiç tanımadan sevdim ben, Sesini hiç duymadı kulaklarım, Ellerim ellerine dokunmadı henüz, Gözlerin ne renk onu da bilmem. Ama kalbim senin için, seninle beraber atmakta Adını biliyorum, Adın Gökçe, Ve seni seviyorum Yüzünü hiç görmesem de, Kalbinin ritmini dinliyorum…...

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım

Sabitlenmiş Yazı

Boş bir sayfaya bakıyorum bir saattir. Solitare oynadım, ardından Freecel… Neden yapıyorum bunu bilmiyorum. Zamanımı bu iki oyunla baya harcadığımı düşünüyorum. Ya da zaman öyle ya da böyle geçiyor işte. Durduğunu gören oldu mu bilmiyorum. Gelip geçici yaşanmışlıklar üzerine kurulu...

Keşke olmasaydı bu şarkılar

Sabitlenmiş Yazı

Bir dağın zirvesi, Bir düşün kırığı, Bir yangının alevi, Kaldı elimizde… Yaşadıklarımızı düşünüyorum da, Ne düşkünmüşüz birbirimize.. Parmak uçlarına bile anlamlar yüklemişim! Keşke diyorum, Keşke bu şarkılar olmasaymış! Bir çölde doğsaymışım mesela; Seraplarla bezeli bir ömürde, Kendimi şeyh ilan etseymişim.....

Bir sevgiyi büyütmek, bu zamana dair değil!

Sabitlenmiş Yazı

Dedem at arabasıyla bostana giderken, bilmediğim türküler söylerdi. Bir keresinde yolda karşımıza bir araba çıktı. Az daha kaza yapıyorduk. Bir küfür savurdu hemen. Ama öyle ağır bir küfür değildi. Sanırım “deyyus” gibisinden bir şey… Dedem, karpuz ekiyordu. Karpuzlar o zamanlar...

Ah be güzel kardeşim gemi batıyor…

Sabitlenmiş Yazı

Ah be güzel kardeşim gemi batıyor… Dökülmüyor. Artık dökülemiyor. O kadar çok aktı ki gözümüzün yaşı… Artık, içimize doğru kanıyoruz sanırım. Kötülüğü yaymanın bu kadar kolay, sevgiyi anlatmanın da bir o kadar zor olduğu bir dünya burası. Ve sanırım artık...

Yalnız..

Sabitlenmiş Yazı

Bir uğultu işitiyordum. Muhtemelen gecenin sesi olabilir. Aldırış etmeden yürüyordum. Kediler uyuşuk hareketleriyle çöpleri eşeliyordu. Soğuk diyorum kendi kendime… “Umarım karınlarını doyururlar.” Deniz kenarına vardığımda, dolunayın olanca ışığını denizin üzerine yansıttığını gördüm. Işıl ışıl ve hareketliydi deniz.. Yakamozun, hayatımda daima...

Biz boşuna olmadık savaş karşıtı!

Sabitlenmiş Yazı

Var olduğumuzdan beri bu dünyaya gözyaşı saçıyoruz.. Hüzün tohumları ekmekten başka bir uğraşı bulamadık henüz.. Büyüyoruz, gelişiyoruz ve değişiyoruz ama; günler acılara gebe.. Günler gözyaşlarıyla anlaşma içerisinde.. Beceremedik doğru dürüst yaşamayı.. Ve yaşatmayı!                 Babalarımız bir sabah vakti gittiğinde operasyonlara,...