Anaların Feryadı Peki güneşin hiç doğmadığı bir kentin sokaklarında, sersefil bir hayatı düşlediniz mi? Günü gelip geçmiş bir ihtiyar yalnızlığına sığınıp, kansız bir pusuda yiten gözyaşlarını silebildiniz mi? Acı gerek diye katılmış aşımıza, Yaşı gerek diye serilmiş gözümüze, Canı acır...
İntihar Eşiği
İntihar Eşiği Yorgun düşmüştü solgun tenindeki gözyaşları, Basit bir çocuktu mahallenin içinde savrulan, Saf tuttuğu yorgunlukların altında kalmıştı. Kırgın bir çocuktu kaba saba günlerin şaşkınlığında… Zamansız girmişti sevmediği kadınların koyunlarına Ve belki de hiç sevemeyecekti kadınlarını… Cahil bir çocuktu bu...
Duvar…
Duvarın pürüzüne aldırış etmeden, çerçeveyi gözüme hoş gelecek bir şekilde astım. Çerçevenin içindeki fotoğraf; hiç tanımadığım ve özgürlüğünü henüz yitirmemiş bir çocuğun fotoğrafıydı. Koşmak, nedense özgürlüğü çağrıştırıyor zihnimde. Koşarken, sanki kimse engel olamayacak… Ama artık çocuklar dışında kimse koşmuyor! Kimsenin...
Karanlık Odalarında Ölümü Bekleyenler Gizli Örgütü
Olmasını istediklerimiz, olmayacak düşler olsa da; istemek en güzel şey bu dünyada! Olmasını istediğimiz şeylerin, olmayacağının farkına vardığımız anda ise derin bir hüzün kaplıyor içimizi. Bu eşyanın tabiatından geliyor. Hayatın garip oyunlarından… Güzel bir hayat kurmak, güzel bir hikâye yazmaya...
Hayat Bayram Olsa…
Hani bir şarkı var ya: Şu dünyadaki en mutlu kişi Mutluluk verendir Şu dünyadaki sevilen kişi Sevmeyi bilendir Şu dünyadaki en bilge kişi Kendini bilendir Şu dünyadaki en soylu kişi İnsafa gelendir Bütün dünya buna inansa Bir inansa hayat bayram...
Yalnız gidersin eve
Yalnız gidersin eve, Ve yalnız geldiğini hatırlarsın bu dünyaya Işıklı sokaklardan geçerken, Nöbetçi eczanedeki kalfa uyuklamaktadır. Oturduğun rakı masalarında yine aynı hikâyeler anlatılmıştır Ve sen de yine aynı hikâyeni anlatmışsındır ilk günkü gibi Hikâyeler bir süre sonra sıradanlaşır Ve ilk...
Geceye Düşülen Notlar-29
Geceye Düşülen Notlar-29 (Bu şarkıyla okursanız sevinirim) Yıldızlar kadar güzeldi yüzü… Ben hiçbir yıldızı yakından görmedim. Teleskopla da bakmadım hiç. Kavrayamadım gerçekliğini. Uzmanlara göre bundan yıllar yıllar öncesinin yansımalarını görüyormuşuz hala. Yani demek oluyor ki belki gökyüzü sandığımız kadar parlak...
İsimsiz Masal
İsimsiz Masal Sokağımda köpekler yatıyor benim, Sokağımdan hüzün akıyor. Ve evimin salonunda belirsiz zamanlarda, sigaralar tüttürülüyor… İsmi konulmamış çocuklar oluyoruz kalabalık semtlerde, İsmi bulunmamış masallar anlatıyoruz çevremizdekilere… Saat beşe geliyor. Saat beşi geçiyor, ve söylenecek bir sürü kelime birikiyor yataklarımızda,...
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Boş bir sayfaya bakıyorum bir saattir. Solitare oynadım, ardından Freecel… Neden yapıyorum bunu bilmiyorum. Zamanımı bu iki oyunla baya harcadığımı düşünüyorum. Ya da zaman öyle ya da böyle geçiyor işte. Durduğunu gören oldu mu bilmiyorum. Gelip geçici yaşanmışlıklar üzerine kurulu...
Keşke olmasaydı bu şarkılar
Bir dağın zirvesi, Bir düşün kırığı, Bir yangının alevi, Kaldı elimizde… Yaşadıklarımızı düşünüyorum da, Ne düşkünmüşüz birbirimize.. Parmak uçlarına bile anlamlar yüklemişim! Keşke diyorum, Keşke bu şarkılar olmasaymış! Bir çölde doğsaymışım mesela; Seraplarla bezeli bir ömürde, Kendimi şeyh ilan etseymişim.....
Aciz
Tutarlı olamıyorum ne yaparsam yapayım. Mesela sigara izmaritlerini kimi zaman atmasam da yere çoğu zaman fırlatıp atıyorum umursamazca! Bir umut yaşıyorken dünyada, umutsuzluğun dibinde buluyorum ellerimi Ki ellerim dokunmaya kıyamaz çiçeklere… Yüzüme bakıyorum uzun uzun, çizgilerin anlattığı derin kederlerle yüzleşiyorum....
Bir nehir kana bulanır
İçinden şiirler akan bir nehirim ben, Apansız ölüp giden bir mısrayım. Tutuşmuş evim, yanmışım. Amansız bir kavgaya kapılmışım. Oyuncağı kırılmış bir çocuğum ben, yitip gitmiş oyunlarım eski bir mahalle kahvesinde. Küçük bir kıza tutulmuş, ve kocaman bir adam olmuşum bir...
Sokak Aralarında Yağmura Yakalandık
Ve evet yağmurlar yağıyordu Bir düş kuruyordu adam Kadın uyuyordu En gerekliyken yıldızlar kayboluyordu Bir köpek ulumasıydı beni buraya getiren Bir kuşa özlemdi belki de Umutsuzluğa düşüyordu insan Yağmura kanıyordu Mutluluk şimdi, Karanlık odalarda Koca bir rüya görüyordu.. ...
Papatya Hüznü
Sevdaya ve insana dair, Bir şeyler yazmak da zor bu devirde! Zira eksik, İnsanlığa ve sevdaya dair şeyler… Umutsuzluğa kapılmamak çocukların işi Oysa çocuklar bile, Henüz yaşamadan çocukluklarını, Hayat kavgasına atılmış! Rezil günlerden geçiyoruz, Her bir gün biraz daha utanıyoruz...
Sımsıkı Sarıldığım
Ekmek kırıntılarını taşıyordu karıncalar Ve kırık döküktü sevdalar Aşklar da yarım yamalaktı işte Sokağın hüznüne mi dalmalıydı? Yoksa, yine aynı evlerin karanlığında mı son bulmalıydı gece? Oysa ağzımızda heceleyemediğimiz sözcükler barınmaktaydı, Dokunamadığımız ellere inat hem de! Sevda güzel bir kadın...
Şemsiyelere de lanet olsun şu hayatta!
Aynı şemsiyenin altında, ıslanmıyorduk. Ama ben ıslanmak istiyordum. Güneşin bulutlar ardına gizlendiği her gün ıslanma taraftarıydım. Şemsiyelere o yüzden karşıydım. Islanmaktan korkuyordu. Sanki eriyecekti hanımefendi. Sonra ben durduğumuz yerden uzaklaştım. Yağmurun içine doğru… Sokağın birinde ıslanıyordum. Mesaj attı. “Nereye gittin...
Biz dağ adamları; çok yorulduk!
Ruhundan orospu çıkan bir güruhtuk Şapkadan tavşan çıkaran zihniyete inat Deştiğimiz her toprak parçasından kemik parçaları çıkıyordu Çaresiz eşlik ediyordu rakımıza sigara hazretleri Bir gün daha nihayete ererken, Kaç kadının canına mal oluyordu erkekleri? Ve...
İzmarit yanıkları
Usul usul yürüyorsun. Elindeki siyah poşetin içindeki şişeler birbirine vuruyor inadına. Sanki sokaktaki tüm pencereler senin aciz bedenini izliyor. Ve şişeler birbirine her vuruşunda sanki belediye, halka sokağa bakması için baskı yapıyor! Sense heybetli apartmanların yanında kendini daha bir ezik...
Bir kadın
Bir kadın var, uzakta ve yakın bildiğim kederimle eş bir durakta Gökyüzü maviliği, Gecenin karanlığı Gün yüzü boşlukları ve sahte bir gülümsemenin acı ama gerçek hüznü Kederimin iç sesi, sırdaşı, dert ortağı uzağı yakın eden, bir...
Konuşan ben değildim ve dublörüm henüz daha bir çocuktu…
Öyle kederli bir tutarlılıkla izlerken denizi; ki ben tutarlı bakarım genellikle, tutarsızlığım bizzat kendi küçük hikayemdedir. Denize ve gökyüzüne baktığımda gördüklerim; bulutların ve sert dalgaların dışında, insanlığın bu değerli şeyleri nasıl olup da paylaşamadığını sorgulamama neden olur. Hiç bir sorgunun...