Bu süreçte kırdıklarım olmuş olabilir. Kırıldıklarım da oldu elbet. Kırdıklarımdan özür dilerim, kırıldıklarıma da hakkım helaldir. Bu yazıda bir güzelleme, bir düş koydum ortaya… Güzellemenin kendimce başka bir anlamı olduğuna inandım. “İyi olabileceğine inandığım”ı yansıtan bir kelime olarak da sizlere...
Dağılmış nar taneleri… (Okumanız ve okutmanız dileğiyle…)
Yine; uzunca bir süre ekrana bakıp, tek bir kelime bile yazamadığım bir durumun içinde bulunuyoruz. Korkarım bu bitmeyecek. Ama bitmeli… Geriye dönük bakarsanız eğer, buna benzer bolca yazıya rastlayacaksınız. Bakmayın… İçiniz sıkılır. Çünkü farklı adresler ve farklı isimlerin bir tekrarını...
Karanlık Odalarında Ölümü Bekleyenler Gizli Örgütü
Olmasını istediklerimiz, olmayacak düşler olsa da; istemek en güzel şey bu dünyada! Olmasını istediğimiz şeylerin, olmayacağının farkına vardığımız anda ise derin bir hüzün kaplıyor içimizi. Bu eşyanın tabiatından geliyor. Hayatın garip oyunlarından… Güzel bir hayat kurmak, güzel bir hikâye yazmaya...
Hayat Bayram Olsa…
Hani bir şarkı var ya: Şu dünyadaki en mutlu kişi Mutluluk verendir Şu dünyadaki sevilen kişi Sevmeyi bilendir Şu dünyadaki en bilge kişi Kendini bilendir Şu dünyadaki en soylu kişi İnsafa gelendir Bütün dünya buna inansa Bir inansa hayat bayram...
Yeni Gün…
Bir gün daha başlıyor. Oysa ben yeni bir güne başlamak istemezdim. Çünkü temizlenmedi kir. Duvar sloganlarla dolu. Ve ne gariptir, bir önceki sloganın üzerine yazılmış yenileri… Tek değişen dünkü siyah, bu gün ise beyaz boyayla… Dün silahla, bugün bombayla! Binlerce...
Gazete Küpürleri-1
Kadınlar günümüz dünyasında güçlü olmak zorundadırlar. Çünkü günümüzde her şey kadın üzerinden temellendirilmektedir. Onların bedeni, kıyafeti, doğuracakları çocuk sayısı, kadının yeri… Bunlar dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de çok tartışılmakta. Çoğunlukla bu kavgaların sonucunda üzüldüğümüz söylemleri ve uygulamaları gözlemlemekteyiz. ...
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Boş bir sayfaya bakıyorum bir saattir. Solitare oynadım, ardından Freecel… Neden yapıyorum bunu bilmiyorum. Zamanımı bu iki oyunla baya harcadığımı düşünüyorum. Ya da zaman öyle ya da böyle geçiyor işte. Durduğunu gören oldu mu bilmiyorum. Gelip geçici yaşanmışlıklar üzerine kurulu...
Ben payıma düşen her şeyi kabul ettim…
Bir süre sonra, hepsinden, her şeyden, onlardan, bunlardan yoruluyorsun. Yüzüne baktığın kim varsa mutsuz. Elini tuttuğun kim varsa kırılmış dört yanından… Her gün umutsuzca nihayete eriyor. Neyi bekliyorum, niye bekliyorum bilmeden… Bilmemek en acı verici şey aslında. İnsan bilmeyince içinde...
Yemezler efenim, yemezler…
“Burası bizim değil bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi…” Tezer ÖZLÜ Klavyelerimizde hashtaglerimiz hazır. Beylik birkaç laf da bulmalı. Sonra gül yüzlü Özgecan’ın bir fotoğrafını da eklemeli… Sonra öfkeyle; idam demeli, sallandırmalı demeli, kurşuna dizmeli, paramparça etmeli demeli.. Sonra herkes evinin...
Konuşan ben değildim ve dublörüm henüz daha bir çocuktu…
Öyle kederli bir tutarlılıkla izlerken denizi; ki ben tutarlı bakarım genellikle, tutarsızlığım bizzat kendi küçük hikayemdedir. Denize ve gökyüzüne baktığımda gördüklerim; bulutların ve sert dalgaların dışında, insanlığın bu değerli şeyleri nasıl olup da paylaşamadığını sorgulamama neden olur. Hiç bir sorgunun...
Soma’lı çocuklar, Bizim çocuklarımız..
“Koşuyor altı yaşında bir oğlan, uçurtması geçiyor ağaçlardan, siz de böyle koşmuştunuz bir zaman. Çocuklara kıymayın efendiler. Bulutlar adam öldürmesin. “ Nazım Hikmet *Gece uzayıp giden uyanıklığım ve ardından gündüze sarkan uykularımla; hayatımın en sorunlu,...
Şehir Azabı..
Büyük şehirlere yüklenilen anlamların; küçük kasabalarda yitirdiklerimizin bir yanılsaması olduğunu hissediyorum. Koca bir denizin koca bir vapuru yuttuğu, insanların sokaklarında uyuduğu ve büyüklük kavramanın köşe başlarındaki pis çöp kutularının içindeki zamanından önce atılmış eşyalarla ölçüldüğü küçük bir ayrıntıdır büyük şehir...
Yalnız..
Bir uğultu işitiyordum. Muhtemelen gecenin sesi olabilir. Aldırış etmeden yürüyordum. Kediler uyuşuk hareketleriyle çöpleri eşeliyordu. Soğuk diyorum kendi kendime… “Umarım karınlarını doyururlar.” Deniz kenarına vardığımda, dolunayın olanca ışığını denizin üzerine yansıttığını gördüm. Işıl ışıl ve hareketliydi deniz.. Yakamozun, hayatımda daima...
Biz boşuna olmadık savaş karşıtı!
Var olduğumuzdan beri bu dünyaya gözyaşı saçıyoruz.. Hüzün tohumları ekmekten başka bir uğraşı bulamadık henüz.. Büyüyoruz, gelişiyoruz ve değişiyoruz ama; günler acılara gebe.. Günler gözyaşlarıyla anlaşma içerisinde.. Beceremedik doğru dürüst yaşamayı.. Ve yaşatmayı! Babalarımız bir sabah vakti gittiğinde operasyonlara,...