Yazmaya kaç zamandır elim gitmiyor. Günler trenler gibi geçip giderken, ben de çoğunun unuttuğu bir kasaba gibi duruyorum Anadolu’nun bir köşesinde. Anlamaya çalışmıyorum. Tek bir satır okumuyorum. Günler vagonlara doluşup geçerken, istasyonumda tek bir yolcu bile yok. İşte bu yüzden...
Geceye Düşülen Notlar-30
Geceye Düşülen Notlar-30 Şarkıların, türkülerin eşliğinde yazdığım onlarca yazının temelinde anlattığı hikâye hiçlikti. Milyonlarca insanın yaşadığı ve hüküm sürdüğünü düşündüğü bu gezegen; aslında kocaman bir mezarlıktan ibaret! Tarihin en karanlık noktalarından, magazinin en güzide hoşluklarına, acımasız katillerden, beşikte katledilen bebeklere…,...
Evlerin kederli kaderi…
Evlerin kederli kaderi… Evleri insanlar yapar. Evlerin kaderlerini de yine insanlar belirler. Mesela, ben bu yaşıma kadar onlarca ev değiştirdim. Onlarca evin duvarlarında, pencere kenarlarında, balkon demirlerinde, mutfak dolaplarında bıraktım parmak izlerimi. Ne kadar temizlerse temizlesinler, duvarlarını onlarca kat boyasınlar;...
Karanlık Odalarında Ölümü Bekleyenler Gizli Örgütü
Olmasını istediklerimiz, olmayacak düşler olsa da; istemek en güzel şey bu dünyada! Olmasını istediğimiz şeylerin, olmayacağının farkına vardığımız anda ise derin bir hüzün kaplıyor içimizi. Bu eşyanın tabiatından geliyor. Hayatın garip oyunlarından… Güzel bir hayat kurmak, güzel bir hikâye yazmaya...
Geceye Düşülen Notlar-29
Geceye Düşülen Notlar-29 (Bu şarkıyla okursanız sevinirim) Yıldızlar kadar güzeldi yüzü… Ben hiçbir yıldızı yakından görmedim. Teleskopla da bakmadım hiç. Kavrayamadım gerçekliğini. Uzmanlara göre bundan yıllar yıllar öncesinin yansımalarını görüyormuşuz hala. Yani demek oluyor ki belki gökyüzü sandığımız kadar parlak...
Koca Koca Adamlar ve Masaya Düşen Damlalar !
Bir gülüş bile hatırlatıyor bazen. Bir gülüşün tonu, nasıl benzer başka bir gülüşe diye soruyorum kendi kendime. Sonra bir şarkı çalıyor. Çalmasaydı iyiydi bakışı atıyor masadakiler birbirlerine. Sonra hep bir ağızdan sigara yakıyoruz. Neden böyle olur bilmem. Herkes mi...
Değişir Dünya…
Ve ben tüm bu çaresizliğe rağmen, bir çocuk gibi koca bir umut büyütüyorum bu dünyaya dair. Geçen her gün, yiten tüm insanlar ve olan tüm kötü olaylara rağmen hem de… Kırık bir şarkıya sığınıyorum tüm bu günahlardan. Kaldırımlardan aşağıya...
Ben payıma düşen her şeyi kabul ettim…
Bir süre sonra, hepsinden, her şeyden, onlardan, bunlardan yoruluyorsun. Yüzüne baktığın kim varsa mutsuz. Elini tuttuğun kim varsa kırılmış dört yanından… Her gün umutsuzca nihayete eriyor. Neyi bekliyorum, niye bekliyorum bilmeden… Bilmemek en acı verici şey aslında. İnsan bilmeyince içinde...
Mahkumiyet..
Kendimi bile göremiyorum çoğu kez aynada.. Aynalar da tanımıyor zaten.. Acayip bir adam oldum çıktım.. Ne bu keder bitecek, Ne de koşulsuz şartsız yaşayabileceğim. Ay ışığı dolduracak gecemizi, Bunu biliyorum.. Gün ışığı gözlerimizi kamaştıracak, Hüzünleniyorum.. Ve bir sahil kasabasında öğle...