Menu

Usta…

Hava açık, ama delice esen rüzgar içimize işlemekteydi. Çok üşüdük gerçekten… Çalıştığımız yerde bazı aksaklıklar vardı. Bu aksaklıkların giderilmesi için tee Ankara’lardan ustalar gelmişti. Baba oğul ve Bedri Usta…

O kadar çok işimiz vardı ki… Tesisat bir çok yerinden yakıt akıtıyordu.  Kaynak yapılacaktı, sökülüp takılacaktı, kırılıp dökülecekti… Yani uzun hikaye… İşler bir şekilde çözülecekti elbet, ancak asıl sorun rüzgardı. O kadar sert esiyordu ki hepimiz salya sümük olduk. Boğazlı kazaklarımızı giyip, şapkalarımızı taktık.

Ustalar hemen işe koyuldular. Öncelikle akıtan sorunlu yerler tespit edildi. Sonra o tespit edilen parçalar tesisattan sökülüp dışarıda kaynakla düzeltildi. Daha sonra da geri tesisata takılıp yeniden kontrol edildi. Tabii bu süreç böyle hızlı işlemiyor ne yazık ki. İlla bir aksilik, illa bir kaçak… Bizim sinirlerimiz geriliyordu, ancak ustalarda tık yok. Defalarca söküp taktılar, kaynak yaptılar… Nihayetinde işlerini tamamlayıp üç günün sonunda ayrıldılar.

Birlikte yedik içtik, muhabbet ettik. Tertemiz dosdoğru insanlardı her biri… Keşke herkes o ustalar gibi olsalar diye düşündüm. Onları tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum…

Elleri kirli, gönülleri tertemiz insanlar onlar…

Beğen  
Önceki Yazı
Etiketler