Sözde her hafta öyle böyle yazacaktım buraya bir şeyler. Hani hayatın grilerini bir kenara itip “önüme gelene bin tekme” şiarıyla akacaktık çölden ırmaklara, ovalara, yeşil yeşil ormanlara… “Ama dostlar çok yoğunum” demek isterdim ki size yalan söylemeyeceğim. Doğrusu; beyinsel yoğunluklarımın bir türlü üstesinden gelemeyişim her şeyi altüst ediyor. Ama aşılamayacak engeller değil. Aşarız be! Aşar mıyız? Aşalım da, aşırıya kaçmayalım…
***
Aklımdan çıkaramadığım bir şey var. Geçenlerde sabahlayıp günün aydınlanışıyla ortaya yayılan kuş cıvıltılarını dinlerken hissettiklerim… Şimdi öyle güveçte türlü tarifi gibi anlatmayacağım hislerimi, ama haftanın belli günlerinde, hatta her gün o anı yakalamak gerekli. Bu kokuşmuş sokaklara inat, kuşların çığlığı her sabah özgürce yankılanıyor sokaklarımızda…
***
Saçlarımı kazıttım ve Game Of Thrones bitti. Evet, sanırım yıllar sonra dizinin bana hatırlatacağı tek şey saçımı son bölümü izlemeden önce kazıtışım olacak. Bundan bize ne derseniz, evet, katılıyorum GOT tam bir hayal kırıklığısın. Bizim 3 saatlik dizilerin senaristleri keyifle sütlerini(?) yudumlayıp zafer naraları atıyorlar mıdır acaba? İnsanın olduğu her yerde hayal kırıklığı oluyor. Mesela ortalama bir aslanın doğada çizili bir hareket alanı vardır. Yani aslan uçmaz, aslan dans etmez, aslan vaat edip arkasına çokça hayvanı da alıp mekan basmaz, racon kesmez. Bu yüzden de bir aslandan beklentimiz küçüktür, yani onun yapabilecekleri ölçüsünde bir beklentimiz oluşmuştur. Ama gel gelelim insana, insanın her adımında hayal kırıklığıyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Çünkü insan davranışları kestirilemeyen tek canlıdır bana göre. İşte aslında GOT’ta yaşadığımızın özeti budur: Gözlerini kamaştıran bir zirvenin arzusuyla tarihin ağlak sayfalarındaki yerini almıştır ne yazık ki. Allah affetsin…
***
Sigarayla olan sevgisiz ilişkimizin de sonuna geldik. Sigara lobisi haline ağla! An itibariyle 1 Hafta, 1 Gün 20 Saat, 21 Dakika 4,5,6,7,.. saniye olmuş. Yok ben çetelesini tutmuyorum, uygulamasını yapmışlar çatır çatır sayıyor. Şu ana kadar cepte kalan para miktarı 133,8 TL. Allah bereket versin…
***
O facebooklarda, oturup yalan yanlış görsel haberleri paylaşıp içindeki eksik olan şeyi tamamlamaya çalışan herkese o kadar üzülüyorum ki… O instagramlarda, hiç tutamadığı mutluluğu piksel piksel beğendiren yalnızlıklara o kadar kederleniyorum ki… O twitterlarda, hiç ulaşamayacakları başarılara kin kusan ikiyüzseksen karakterlerden o kadar utanıyorum ki… Salın, bırakın artık. Güzel bir uyku çekin, sonra günün ilk saatlerinde çıkın sokaklara ve siz de bir ıslıkla eşlik edin kuşların çığlığına… Bağırmayın, susun artık. Oncu buncu olmaktan sıkılmadınız mı hâlâ? Kendi hikâyenizi yazamamışken, kendinizi mutlu kılamamışken, başka kirli kavgalardan neden medet umuyorsunuz ki? Gidin artık, lütfen. Bir yola çıkın. Bir denizin ortasında gökyüzüne bakın, derin bir nefes alıp dalın dibe… Kopun artık, atın artık eksik gedik ne varsa. Kırıkla, çıkıkla, çürükle uğraşmayı bırakıp durun artık…
***
Size de oluyor mu? Bazen telefonu, bilgisayarı, tableti, ankesörlü telefonu, radyo frekanslarını, posta pulunu, posta kutusunu, postaneyi, ilan panolarını ve diğer tüm iletişim odaklı var olan şeyleri toplayıp ıssız bir adaya atmak istiyorum. İletinin, iğreti edici özelliği çağımızı tüketiyor beyler bayanlar! Kulaklarınızı tıkayınız, her şey aleyhinize işliyor ve geliyor gelmekte olan…
***
GOT bu kadar da bozmaz diyorduk, ama çok bozdu…
*Görsel eski, saçları kazıttım kesin bilgi!
