Menu

Gökçelikler

12493925_900611260034045_6860338619277202886_o

Seni hiç tanımadan sevdim ben,
Sesini hiç duymadı kulaklarım,
Ellerim ellerine dokunmadı henüz,
Gözlerin ne renk onu da bilmem.
Ama kalbim senin için, seninle beraber atmakta
Adını biliyorum,
Adın Gökçe,
Ve seni seviyorum
Yüzünü hiç görmesem de,
Kalbinin ritmini dinliyorum…

Birçok şeyi hayal edebiliyor insan. Hiç görmediği ülkeleri, gökyüzünü, ertesi günü… Ama seni hayal edemiyorum. Dünyanın en iyi ressamı olsam, yüzünü çizemem senin. Bilmiyorum çok büyük anlamlar yüklüyorum belki sana, ama elimde değil. Tutunacağım dallarım kısıtlı. Bu yaşıma kadar birçok dalı kırdım. Şimdilerde kalan birkaç dala da, var gücümle tutunuyorum. Bunlardan biri sensin… Belki de, en güçlüsü sensin…

İnsan neyle çok meşgulse, onu çabuk tüketiyor aslında. Ben bu hayatta en çok kelimelerle meşgul oldum. Hayatın her anında, köşe başında hüzünlü bir kelime karşıladı beni. Sanırım artık hüzün seviyem kritik seviyelere yükseldi. Yoksa insan neden ağlayamaz? Gözüm kurumadı, gözyaşım tükenmedi; ama ben artık ağlayamıyorum. Doluyor gözlerim, içimde bir gözyaşı denizi birikiyor. Akmıyor dışarı. Aksa… Aksa belki, kırk gün kırk gece ağlayacağım. Benim ağlayışım kesecek, dünyadaki bütün çocukların gözyaşını. Annelerin gözleri gülmeye başlayacak. Belki yeni bir çağın ilk adımları atılacak, ağlasam…

Sanırım seni görmeyi bekliyor gözlerim, ağlamak için. Çünkü görsem seni, gözlerin gözlerimi kamaştıracak ve ister istemez yaş akacak gözlerimden. Arkası bir sel gibi gelir zaten. Ama bunlar önemli değil. Bunlar teferruat. Bunlar benim saçmalıklarım. Bilmiyorum alışır mısın saçmalıklarıma? Takıntılarım seni sıkar mı acaba? Ya da sevgimin yoğunluğundan bunalır mısın? Huzur bulmak istiyorum artık biliyor musun? Bak söz seni tanıdığım gün, bırakacağım sigarayı. Çünkü kokunu en sade şekilde koklamalıyım. Araya hiçbir zararlı madde girmemeli…

Acaba hiç şelalenin altına geçtin mi? Ben geçtim. Değişik bir his, ama canın yanıyor. Su tenine ufak jilet darbeleri indiriyor gibi. Olur da bir gün, ellerin ellerimi sahiplenirse; birlikte bir şelalenin altında oturalım. Bunu yaz bir kenara… Yapacak çok iş var ve ben uyuşuk bir adamım… Planları sen yapacaksın. Ben planlara uymayı severim. Plansız yaşasam da; dâhil olduğum bir plan varsa, onun aksaması sinirimi bozar. O yüzden planları sen yapıyorsun. Kusursuz planlar yapacağını biliyorum. Kusurları göz ardı edeceğimi de bilmelisin. Senden gelen, seninle beraber başımızın üstünedir…

Bugün dostum S* ile konuştum. Yaza evlenecek gibi görünüyor. S* ‘den beklemezdim. Yani sanki biz hep yirmili yaşlarda kalacaktık ve birbirimizi aradığımızda yaklaşık iki saat konuşup, düzene dair bozuk olan ne varsa sövüp sayacaktık. Ama hayat böyle… Ben idrak edemesem de, bu böyle… S* benim canım ciğerim. İki sene aynı odada yaşadık. Kolu kopsa kolumu kesip vereceğim cinsten has dostlarımdan. Mutlu olması beni de mutlu kılar. Garip bir hüzünle beraber, tebessüm ettim… O da zaten çekinerek söyledi gibi oldu. Yani sanki bir yemin etmişiz evlenmeyeceğiz diye, O da bozmuş yemini ve bana söylüyor gibi… Yemin de etmedik, sözleşmedik de… Evlilik garip bir şey… Ben henüz uzağım o işlerden, sen de gelmedin zaten; evde kalacağız 😀

Bazen dünya yalanlarla döndürülüyor gibi geliyor bana. İnsanlara bakıyorum; hayatları, sevgileri, aşkları, aklına ne gelirse her şeyleri yalan, gülümsemeleri bile! Bir insan nasıl sahte bir gülümsemeyle yaşar? Nasıl geçer yalandan bir hayat? Gökçe, Biz yalan ekmeyeceğiz toprağımıza. Toprağımız ki en kıymetli hazinemiz olacak. Attığımız tohumlar, toprağımıza değdiği an filizlenecek. Toprağımıza ektiğimiz ne varsa, sevginin bütün çeşitlerini kapsayacak. Doyacağız o toprak sayesinde. Gölgesine sığınacağız ağaçlarımızın.

Sadeliğin huzurunu yaşıyorum şimdi. Aklımda kötülük yok. Dünyadaki bütün insanlar için iyilik diliyorum. Bu kötü gidişata rağmen, sevginin egemen olduğu bir dünyanın inancını taşıyorum. Ve biliyorum bir gün bir yerlerde bu dünya için omuz omuza vereceğiz. Sevgimiz her şeyin üstesinden gelecek.

KorsanKalem 24.02.16 05.00

Beğen  
Önceki Yazı