Menu

Masa

Masa

Kucağımda bir bebekle yazmaya başladım. Sağ gözü akmış, hırıl hırıl yazdıklarıma bakıyor. Birazdan bu sakinliğin altından kesin bir hınzırlık çıkacak elbet. Ama şimdi iyiyiz böyle. Günü evde geçirdim. Yapılacak çok iş var. Herkesin evinde durumlar böyle mi acaba? Bu arada az önce sakin dediğim Korsan masanın tepesine çıkıp her şeyi kontrol ediyor. Birazdan oyuna dönüştüreceği nesnelerin keşfinde 🙂

Her gün istisnasız yazmanın yanında, her gün en az yarım saat de kitap okumaktayım. Kitap okuma hızım eskiye nazaran yavaşlamış. Fakat yakın zamanda eski hızıma erişebileceğimi düşünüyorum. Bu sene çok kitap okumak istiyorum. Bakalım bir aksaklık yaşamazsam sene sonu bir değerlendirme yaparım.

Kulaklığımda Barış Demirel’in “Çok Derinlerde O Kadar Mutluydum Ki” çalıyor. Sanırım geçtiğimiz yıl en çok bu şarkıyı dinledim. Uzun yıllar dinleyeceğim şarkılar arasına da girdi böylece. Bazı şarkıların içimde bir yerlerdeki kırıkları iyileştirmese de o kırıkların sızısını bir nebze dindirdiğini söyleyebilirim. Ters etki yapıp, unuttuğumu sandığım şeyleri de hatırlattıkları oluyor. Melankolik yanımdan kurtulamıyorum sanırım. Ha kurtulmak istiyor muyum? Bilemiyorum Altan, bilemiyorum…

Son günlerde yeniden şiir yazmak istediğimi fark ettim. Belki yazarım. Uzun zamandır Korsan Edebiyat’ta bir yazı yayınlamadım. Hafta sonu buna dair çalışacağım. Fırsat bulursam elbet…

Korsan odayı terk etti. Masamdakiler ilgisini çekmedi sanırım.

Korsan odayı terk etti. Masasındakiler ilgisini çekmedi…

– 3 –

İnstagram hesabımı takip edebilir, diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz. Ya da her neyse…

Beğen  1
Önceki Yazı
Sonraki Yazı