Menu

Yani, Öyle İşte..

Çoğu kez yetişemediğim zamanların, denk gelemediğim anların üzüntüsünü yaşarım.. Bir saniye daha olsa neler neler yaşayabilirdim kimbilir.. Bir dakikada hayatım değişebilirdi.. Bir saat nelere kadirdi..    Yaşayamadıklarımdan dem vurup, aslında bir seçim yapmış olma olasılığım da olabilir belki de.. Ama uyuya kalmalarım, zaman tahminlerim ve olası aksilikler benim seçimim olmadı ki hiç! Önüme konulumuş yemek gibi hazır sunuldu bu hayat.. Bir kaç seçimi yaptıktan sonra suyun akışına bıraktım herkes gibi.. Tabi kabullenmiş sayılmam bu durumu.. Hala inatla atmaktayım kulaçlarımı akıntının aksine.. Yorulabilirim, ki bu ihtimal dahilinde.. Ama yorulmaktan çekineceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz..

Bazen çocuk olmak istiyorum.. Telaşsız, muzur ve bir o kadar çılgın.. Fıskiyelerin altında hoyratça ıslanıp, eve döndüğümde annemin o, “Yine mi?” bakışına sıcak ve ıslak bir gülücük atmak..

Şimdi dünyanın ne kadar büyük olduğuna dem vuranlar niye inatla kandırıyorlar ki onca insanı! Anlamam çok zor.. Bunca sınırın olduğu bu dünya ne kadar büyük olabilir ki bizler için! Bunca yapmacıklığın yaşamımızda varolduğunu bildikçe ne kadar samimi olur sohbetlerimiz.. Ve yine bunca acının olduğu dünyada tatlı ne kadar tatlı olabilir, gülüş ne kadar içten…

Bazen sessiz sedasız gitmek isteyenlerdenim.. Bilinmeyen ve henüz daha kapitalist köpeklerin keşfetmediği bir sahil kasabasına yerleşmeyi.. Bilgisayarı, telefonu; açıldığım sandaldan denizin dibine bırakmayı.. Ve daktilomu alıp gece gündüz yazmayı.. Hergün aynı kasabanın, aynı sokaklarını bambaşka açılarla fotoğraflamayı.. Yapsam.. Kim bilir ne kadar çok şeyi yarım bırakmış olurdum.. Düşününce zor geliyor, ama hayat bu kimbilir..

Bunca mücadelenin olduğu şu köhne dünyada, ne yaşarsak yaşayalım yarım kalmışlıklarımızla varolup gideceğiz.. İyi dileklerin bir önemi olmadığı ve acının her dozunun hayatın her kademesinde güçlü olduğu bu dünyada çoğu kez tam da ortasında yarım bırakacağız biz de herşeyi, bir anda..

KorsanKalem

Beğen  
Önceki Yazı
Sonraki Yazı