Menu

Yılların Getirdiği..

                Uzun otobüs yolculuklarında, geçtiğimiz ağaçları sayardım.. Daha doğrusu saymaya çalışırdım.. Ağaçların yaprakları, dalları, çeşitleri umurumda olmazdı.. Onlar benim için sadece sayıyla ifade ettiğim birer oyuncaktı.. Ve hızlı geçilen o karmaşık yollarda, sayamadığım ağaçlar için eklemeler yapardım.. Çok geçmeden cama düşen başımı, annem kendisine yaslayıp o sıcak uykuya dalmamı sağlardı..  Ve kimse, ben uyumadan önce kaçıncı ağacı saydığımı bilmezdi.. Hatta dışarıyı izlerken ne düşündüğümden kimsenin haberi bile yoktu.. Ben ise anlamsız bir meşgale edinmiş, bir halt yediğimi sanırdım..

                Zaman geçince ardım sıra dizilen yıllara baktığımda,  ağaçları saymaya devam eden bir adam görüyorum aynada..  Pek bir şey değişmemiş.. Günleri sayıyorum artık, ayları ve yılları.. Hayatıma girip çıkanları.. Çıkmayanları, düşenleri kalkanları sayıyorum.. Maaşa kaç gün kaldığını sayıyorum misal.. Ya da tatilimin kaç gün kaldığını sayıyorum.. İşe gidip geliyorum, yemek yiyorum, bazen içiyorum ve uyuyorum.. Bunları yılda kaç defa yaptığımı düşünüyorum ve kendimce bir sayı belirliyorum..  Gülmekte zorlandığım durumlarda, gülmek zorunda olduğum zamanlar geliyor aklıma.. Kaç şiir yazdığımı bilmiyorum ama.. Kaç romanı yazmayı yarıda bıraktığımı bilmiyorum.. Yada kaç hayalimin üzerini ezip geçtiğimi.. İnsan boşlukta süzülürken anlıyor uçmanın o enfes yanını.. Ama sonucunda çakılacağı o su tabakası bile beton kesiliveriyor..

                Kalpler kırdığımız olmuştur.. Yollar kestiğimiz.. Ama herkesin başına gelen şeyler bunlar.. Herkesin yolları bir yerlerde kesişiyor ve bazen selamlaşıp geçiliyor o yollardan.. Bunun için af dilemeyeceğim.. Yani demem o ki bir yıl daha büyüdüm şu küçük dünyada.. On sekizlik çıtırlığımızdan pek uzağım anlayacağınız.. Kalbim o şevkle atmıyor.. Ama geçen seneki ölü toprağını atıp, insan olma bilinciyle sarılacağım yeni yaşımda bu koca hayata.. Hayatı anlamlı kılan şeyler üretme telaşıyla.. Sevdiklerimle, hayatımı anlamlı kılan her şeyle birlikte dikileceğim karanlıklara, karartılara..

                İnandığım yollarda inatla yürüme telaşı içindeyim.. Söveceğim, sayacağım, araştıracağım, okuyacağım ve yazacağım, yazacağım, yazacağım.. Bireyi var eden, çevresindekilerdir..  Hayatıma dahil olan tüm sevdiklerim, iyi ki varsınız.. 30 Nisan’da doğmanın ayrıca  getirdiği bir sorumluluk da var.. Ertesi günün tüm emekçilerin bayramı olması gibi bir durum bu.. Ve ben bu yazımı 1 Mayıs’da kaleme alıyorum.. İktidar borazanı haber kanalları dışındaki biraz ılımlı haber kanallarında, bir bayramın nasıl çileye dönüştürüldüğünü görmekten sıkıldım artık! Görmediğimiz neler vardır kimbilir! Bir halk daha ne kadar ezilebilir, ne kadar daha sessiz kalınır bilemiyorum.. Ama yeter artık be! Yetti yani..

                “Günlerin bugün getirdiği; açlık, zulüm ve kandır.. Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez!!”

KorsanKalem 01.05.13 13.31

Beğen