Menu

Korsan

Korsan

Yağmurlu bir sabah, uykumu alamadığım bir uyanış ve işe gidişin trafik sıkıntısı… Birbiri ardına sıralanan günlerin tekdüzeliğinde yeni bir şeylerin olmasını bekleyen ve beklemekten vazgeçen insanlarla birlikte günü geçirdim. Yıllar önce işe başladığımda garip duygular içindeydim. Öncesindeki iki yılın hem fiziksel hem de psikolojik etkilerini üzerimden atmam çok da kolay olmadı. Geriye dönüp bakınca çok üzüldüğüm, çok kızdığım şeyleri gülümseyerek hatırlıyorum. O günlerde bizlere yaşatılanların sebebini çok sonradan öğrenecektim. Ama inanın hiçbir ceza, insanın yaşadıklarının merhemi olmuyor. Ceza, suçun sahibine karşı bir yaptırım; fakat suçtan etkilenen, yani mağdurun mağduriyetini gideremiyor. Sanırım bunun bir çözümü yok. Dişe diş bir yöntem de yok açıkçası…

Mesai bitip eve doğru yol alıyoruz. Servisin bir köşesini kapıp yaklaşık yarım saat sürecek eve dönüş yolculuğunda uyumaya koyuluyorum. Sık sık uyansam da çok iyi geliyor. Bugün ise derin uyumuşum, servis varacağımız noktaya gelmiş ve yolcular birer ikişer inmeye başlamışlar, sese uyandım…

***

2023 yılının Kasım ayının son günlerinde iki kişilik dünyamıza “Korsan” dâhil oldu. Bir süredir kedi sahiplenmek isteyip de cesaret edemiyorduk. Karşımıza çöp tenekelerinin arasından çıkınca kaderin ağlarını kurduğuna inanıp aramıza katılmasına izin verdik. Bir aydan fazla süredir Korsan’la aynı evi paylaşıyoruz. Kendisi uysal, uykucu, oyun oynamanın hakkını veren ve sevilmeyi çok seven bir kedi. Yazının başında kucağıma gelip bir süre masamı talan ettikten sonra yerdeki halının üzerinde beni seyrediyordu. Tabii ben biliyordum ki az sonra da uyumaya başlayacak. Öyle de oldu, şimdi mışıl mışıl uyuyor. Onu uyurken seyredince uzunca bir uykuya ihtiyacım olduğunu hatırlıyorum. Ne zaman kısmet olur kim bilir?

Yazıma, uzun zamandır ara ara bölümler okuduğum bir kitaptan alıntıyla veda ediyorum. Bir de eşlikçi bir şarkı…

“Düşü gerçek yerine koymaktan, kendi düşlerimi fazlasıyla derin yaşamaktan ötürü, en sonunda düşsel hayatımın gerçek olmayan gülünde bir diken çıktı: O da şu ki, düşlerim hoşuma gitmez oldu, çünkü kusurları gözüme batıyor.

Renkli gölgelerin oynaştığı camı boyamakla, camın öte yanından seyrettiğim o yabancı hayatın gürültüsü benden saklanamaz.

Karamsar değilim, hüzünlüyüm.”

Huzursuzluğun Kitabı – Fernando PESSOA

 

– 5 –

 

İnstagram hesabımı takip edebilir, diğer yazılarıma da göz atabilirsiniz. Ya da her neyse…

Beğen  
Önceki Yazı
Sonraki Yazı