Menu

Yola Çıkmak

Yola Çıkmak

İçinde biriken, sırtına yük olan, midene oturan ne varsa; sustuğun her şeydendir…

Bazen bir yola çıkmak, hiçbir şey yapmamaktan daha iyidir. İnsanlık, her türlü duruma bir şekilde uyum sağlayıp bu günlere kadar geldi. Peki, bu uyum sağlama işi, bizleri ne hale getirdi? Bir şekilde alıştıklarımızın, sindirmek zorunda kaldıklarımızın, düzen arayışlarımızın neticeleri ve geldiğimiz bu günler… Sahiden de medeniyetin zirvesinde bir yerlerde miyiz? Yoksa her zaman olduğu gibi yine kendimizi mi kandırıyoruz?

Başkalarının hayatlarından zaman buldukça, kendi hayatını bir ayna yardımıyla seyrederken ne görüyorsun? Neresindesin yaşadığın bu hayatın? İstediklerin, arzuladıkların ve hayallerin; sahip olma ihtiyacıyla mı şekillendi yoksa bunu gerçekten iyi hissetmek için mi ortaya koydun?

Değişen çokça faktör, akıp giden bu zamanda birçok şeyi sorgulamamı sağladı. Akıp giden ve içinde savrulduğum bu hayatın neresindeyim? Yapmak istediklerim, yapmak isteyip yapmadıklarım, sustuklarım, söylemekten çekindiklerim, eğip büküp söyleyebildiklerim… Bir kaçak gibi hissediyorum kendimi. Cesaret gösteremeyen alçak bir kaçağın hissiyatını taşıyorum. Belki çoğumuz aynı duygularla geçiriyoruz ömrümüzü… Belki boş vermişlerin pembe mutluluk tablolarına bakıp yanlış tarafta olduğumuzu düşünüyoruz. Toplumsal krizler, insanlığın gidişatı, evrenin mesajları, dünyanın adım adım tükenen varlığı, doymak bilmezliğimiz, tüketilip geçilen her şey, anlamını yitiren kavramlar, anlamlar yüklenen içi boş kavramlar, kaçıp gidemeyişimiz, dönüp gelemeyişimiz…

Her şey zihnimde… Mutlu çocukluk anıları, ilk aşklar, ilk şiir, babamın aldığı Aziz Nesin kitapları… Dün ne kadar da uzak… Bugün ne gereksiz… Bir oyun; ama çocukluğumuzdaki soluk soluğa koşturduğumuz gibilerinden değil… Bir oyun; büyüklerin ahmakça kurallar koyduğu, kazanma şansımızın olmadığı… Kuralına göre oynamayacağım bu oyunu! Aslında bu oyunu oynamayacağım… Oyun içinde oyun kuracağım… Misal kimse bilmeyecek bu yazıyı. Bir şekilde denk gelen sen gibi birkaç kişi okuyabilecek. Hiçbir paylaşım sayfasında duyurulmayacak, arkadaşa gönderilmeyecek… Sitenin derinliklerine doğru adım adım gömülecek…

Değişen her şey, bir şekilde değiştirdi beni de… Bir şekilde uyum sağladığımı hissettim. Aykırılık kolay değildi. Mesai saatlerine uymalı, saygıda kusur etmemeli ve günleri tüketmeliydim… Tükenen günlerin, tükettiğim bir hayatla paralel ilerlediğini de yeni fark ettim…

Şimdi ne olursa olsun yazmak zorundayım. Ancak böyle bu sürati düşürebilirim. Yavaşlatmam gereken günlere olan sorumluluğum bunu gerektiriyor. Kendimi yeniden keşfetmeliyim. Bana ait olan, içimde ölmesi için beklediğim o asiyi yeniden meydanın ortasına dikmeliyim! Bu kaçak dövüş, bu sessizlik bitmeli… Bitecek…

İnstagram hesabımı da takip edebilirsiniz.

Beğen  1
Sonraki Yazı