Evlerin kederli kaderi… Evleri insanlar yapar. Evlerin kaderlerini de yine insanlar belirler. Mesela, ben bu yaşıma kadar onlarca ev değiştirdim. Onlarca evin duvarlarında, pencere kenarlarında, balkon demirlerinde, mutfak dolaplarında bıraktım parmak izlerimi. Ne kadar temizlerse temizlesinler, duvarlarını onlarca kat boyasınlar;...
Aciz
Tutarlı olamıyorum ne yaparsam yapayım. Mesela sigara izmaritlerini kimi zaman atmasam da yere çoğu zaman fırlatıp atıyorum umursamazca! Bir umut yaşıyorken dünyada, umutsuzluğun dibinde buluyorum ellerimi Ki ellerim dokunmaya kıyamaz çiçeklere… Yüzüme bakıyorum uzun uzun, çizgilerin anlattığı derin kederlerle yüzleşiyorum....
Koca Koca Adamlar ve Masaya Düşen Damlalar !
Bir gülüş bile hatırlatıyor bazen. Bir gülüşün tonu, nasıl benzer başka bir gülüşe diye soruyorum kendi kendime. Sonra bir şarkı çalıyor. Çalmasaydı iyiydi bakışı atıyor masadakiler birbirlerine. Sonra hep bir ağızdan sigara yakıyoruz. Neden böyle olur bilmem. Herkes mi...
Sımsıkı Sarıldığım
Ekmek kırıntılarını taşıyordu karıncalar Ve kırık döküktü sevdalar Aşklar da yarım yamalaktı işte Sokağın hüznüne mi dalmalıydı? Yoksa, yine aynı evlerin karanlığında mı son bulmalıydı gece? Oysa ağzımızda heceleyemediğimiz sözcükler barınmaktaydı, Dokunamadığımız ellere inat hem de! Sevda güzel bir kadın...
1 Eylül-Dünya Barış Günü
Olmayan her şeyin bayramı var ne garip.. Bugün barış günüymüş dünyanın.. Barışalım o vakit.. Bir adam selfie çetkiyor köprüde, Hemen ardında, birazdan intihar edecek adamla birlikte Barış diyorduk değil mi? Barışalım.. Manşetler iç açıcı olmayabilir.. Misal bir adam eşini bilmem...
Öncesi..
Çok yazık.. Kıştan çalınma bir poyraz esti üzerimize ve toz kalktı. Nefes almak güç.. Bir annenin çocuğunu yıkaması kadar hoş ve sabunu kafasına vurması kadar nahoş.. Ağır kahvelerin hükmünde verildi cezam; böbreğim kesildi, ciğeri beş para etmeyen bir doktorun yanlış...
Aylak..
Boş sokaklarda boyadık aşkın renklerini Ve polislerden kaçarken Soluk soluğa seviştik aşklarımızla.. Yorgun bedenlerimizi alkolle dindirdik Güç bela düzüşlerimizin arasında döktük göz yaşlarımızı.. Özledik çocukluğumuzu, özledik annelerimizi, özledik hayallerimizin olduğu yılları.....